16 Şubat 2012

Bangkok, Thailand

Etkilenmiş numarası yapmalı mıyım emin değilim , geriye dönüp düşündüğümde aklıma gelen en baskın şey, şehrin  iğrenç kokusu... Yazıya başlamak için harika bir yöntem olmadı ama gerçekler konuşsun. Ağzımı bandanayla kapattığımda insanlar beni eski Amerikan soyguncularına benzetmiş olsalar da, üzgünüm.
        Bangkok'ta neler var?
Tapınaklar, nefis tapınaklar, bir sürü tapınaklar...
Çılgın bir gece hayatı...
Çılgın gece hayatının çirkin ve güzel her türlü yaş ve türünde transeksüelleri
Açlık, sefalet...

Uzun bir B777-ER seferinden sonra otele eşyalarımızı atıp kendimizi sokaklara vurduk. jet-lag den başımı kaldıramıyorum. saat farkı ve aşırı nemli atmosferden ayda yürüyor gibiyim. nefes dahi almak nem ve sıcak yüzünden çok zor. sürekli devam eden bir kalabalık ve tek gözlemleyebildiğim bir sürü çirkin insan...ayrıca sex peşindeki tonla Amerikalı.

Oldukça güzel bir oteldeyiz. Ama sorun şu ki, şehrin göbeğindeki Chao Phraya nehrinin kolları her yere uzanıyor. Her yerde minik nehricikler... hayallerinizde ne canlanıyor bilmiyorum ama su kahverengi. Leş gibi de kokuyor ve otelim tam bu kollardan birinin yanında. otelden tanık olduğum manzara, minik evinde balkona çamaşır asan bir Thai kadını oğluyla şakalaşıp onu o iğrenç suya atıyor.

Minik kutu gibi evler, derme çatma, çoğunluğu az katlı, sokaklarda her yerden kablolar sarkıyor. Uzakta ise gökdelenleri görüyorum. kaos.

Çin Budası ve Thai Budası farklı. Tayland'daki zayıf, onlar gibi biraz...Sokaklarda her yerde adaklar dikili. her köşe başında ellerini birleştirmiş dua eden, tütsü yakan birileri. Tütsü kokuları nedeniyle onlara teşekkür edip yoluma devam ediyorum her defasında.
Metrolarının 5. yıl dönümü.Her yere bu yazılmış. Metroya binenlerin tek tek çantaları kontrol ediliyor. Deodorantlar çöpe...

Metroda iki kapı var, istasyona sabit olan ve metronun kendi kapısı.Arada sıfır boşluk, yine de anons yapılıyor "please mind the gap"

Yazı karakterleri Hintçe ye daha benzer. İnsanlar ise Hint derili Çinliler.
Merhaba : Swasdi

Taksici bize kartını veriyor. Mr.Toak yazıyor kartta, o bize kendini bir kez daha tanıtıyor "Mr.TAK".

Nefis bir kültürel altyapıya sahipler. Her yerde nefis tapınaklar, kültürlerini korumaya direnen bir toplum.

Sokakta kadın gördüğünüzde en az 6 kez dikkatlice süzmeniz gerek. Çoğu güzel kadın transeksüel. Her yerdeler! Geceleri sayıları artsa da gündüzleri büyük alışveriş mağazalarında dahi çalışıyorlar.
Akşamları, barlarda, Amerikalıların gözdeleriler.

Suan Lum akşam pazarında, sülüklü ayak masajı.teşekkür ederim almasam da olur.

Evet fotoğraftaki garip tip bana ait. Ama dikkat çekmek istediğim nokta şu araç, tuk-tuk. Şehirde en kullanışlı araç. Yine de trafik çok yoğun. Şu araçla belki 6 saat dolaşmanızın size bedeli 5 usd. Taksimetre yok, pazarlık var. Teklifi onlar yapıyorlar, kurnazlar ama iki geri adım atmanızla tüm şehri size bu fiyata gezdiriyorlar, üstelik bir yeri gezerken beklemek de fiyata dahil.
Tuk-tukçumuza da coca cola alıyoruz bir ara, çantasına koyup çocuklarına götüreceğini söylüyor.

Golden Temple, şehrin en gözde en büyük budist tapınağı, yılda bir kez dünyanın her yerinden gelen budistler ayin yapıyorlar. bu tek gün de benim ziyaret etmeyi planladığım gün.

Alışveriş için geldiyseniz doğru yerdesiniz. Giyim o kadar ucuz ki, valizinizi boş götürüp dolu getirebilirsiniz. Çeşitler nefis, her yerde tezgah tezgah harika modellerde elbiseler, ayakkabılar ve müthiş bir pazarlık sistemi.

Gece bir barın önünden geçerken elime bir menü tutuşturuluyor. Yanında çok ucuz fiyatlarla menü de bu akşam şunlar var;
#two girls
#two girls and a boy
#two boys
#naked dance
#girls dance
içeri bakıyorum ve karşımdaki manzara; her masanın üzerinde bir thai kızı var, herkes menülerdeki içeriklere göre bir performans sergiliyor. Turistler masaların etrafında bira içerek onları izliyor. Hemen kapıda avcılar var, transeksüeller.Azgın erkekleri bekliyorlar.

Menü demişken, çok iştah açıcı şeyler yediklerini düşünmediniz değil mi?
Sacda pişen böcekler vs en güzel atıştırma yöntemleri.

Bir kumaşçıdayız bu kez. Bir tarafta kumaşlar diğer bir duvarda boylu boyunca heykelcikler.Birini alıp fiyatına bakmaya çalışıyorum. Bulamadığım için görevliye dönüyorum. O sırada annem durumu fark ediyor ve onu hemen yerine koydurtuyor. Çıktığımızda onun tamamen bir adak duvarı olduğunu anlıyorum. İyi bir küfür yedim sanırım.

Kral kesinlikle hayatını yaşıyor.Mükemmel bir saray kompleksi var ve şehrin tam göbeğinde ama sanki şehirden çok uzakta bambaşka nefis bir dünya gibi.

Her sokak başında uyuşturucu batağında bir ABD veya ABli erkekler. Bilinçlerinin yerlerinde olmadığı her hallerinden belli.


çeşit çeşit balıklı Lays. tavsiye etmem.


Gece uyuyamadım. jet-lag ve gördüğüm karman çorman manzaraların etkisiyle bütün gece korku duydum.

Burun karıştırmak, ulu orta yapılan sıradan bir aktivite, sokakta herkesin eli burnunda. Tv de bir müzik kanalı açıyorum ve klipte burnunu karıştıran bir kız var.

Chao Phraya nehrinde 9 dan fazla nefis köprü var. Ama su o kadar pis ki ve içinde hayatımda görmediğim bir manzara barındırıyor. fotoğraftaki balıklar...

Sakat insanlar yolda size yapışıp para dileniyor.

Tuk-tuk ve taksiler aniden yolunuzu kesip binmeniz için türlü dil döküyorlar. hepsinden "madam, madam" diye garip bir dikkat çekme yöntemi...


uykusuzluğum ve açlığım birbirlerini tetikleyince, hadi diyorum anneme, Hong Kong' a gidelim. Thai Airlines dan biletlerimizi alıyoruz ve hemen yola çıkıyoruz.

1 yorum:

  1. Hani öyle güzel anlatmışsın ki=) resmen yaşadım =) güldüm fanal =)

    YanıtlaSil